İZMİR
Ege’nin incisi İzmir, ülkemizde yaklaşık 4.3 milyon nüfusuyla en kalabalık 3. Şehir olma özelliğini taşıyor. Çiğdemi,boyozu ve kordon boyu, İzmir’i farklı kılan yönlerinden sadece bir kaçı. Tarih boyu önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmış İzmir, bu sebeple bir çok tarihi yapıyla, masmavi deniziyle, temiz havası ve kusursuz doğal güzellikleriyle muhakkak ziyaret etmeniz gereken bir ilimiz. Böylesine güzel ve büyük bir şehir için @yeterkigez olarak hazırladığımız İzmir Gezilecek Yerler yazımız tam size göre. Yazımızı okumadan kendinize bir İzmir rotası çıkarmamanızı öneriyoruz.
TARİHİ ASANSÖR
İzmir’in Konak ilçesine yolunuz düşerse Tarihi asansörü görmenizi şiddetle öneririz. Asansör 1907 yılında Nissim Levy tarafından inşa ettirilmiştir. Nissim, Mithatpaşa Caddesi ile Halil Rifatpaşa Caddesi arasındaki yolu kısaltmak amacıyla yapıyı inşaa ettirmiştir. Birbiri arasında yaklaşık olarak 58 metre bulunan bu iki cadde önceleri 155 basamaklı merdivenle birbirine bağlanmış, daha sonra da asansör kullanıma girmiştir. Asansörün üst ve alt sokaktan iki girişi vardır. Daryo Moreno adında Sanat kokan şirin sokağında yürüdükten sonra asansöre binip yukarıya çıkabilir, İzmir’i ayaklarınızın altına alıp hem tarihi güzellikleri hem de manzaranın büyüleyiciliğini aynı anda yaşayabilirsiniz. İzmir’de günü en güzel şekilde bitirebileceğiniz, güneşin batışında mest olup çayınızı kahvenizi içerken hoş sohbetlere dalacağınız noktalardan biri Tarihi asansör. Ayrıca söylemeden geçmeyelim asansöre binmek için hiç bir ücret ödemiyorsunuz . Çıktığınız üst caddeden aşağıya inmek isterseniz tekrar asansörü kullanabilir ya da renkli basamaklarıyla gönlünüzü hoş edecek Karataş Gökkuşağı Merdivenlerini tercih edebilirsiniz.
TAKİPÇİLERİMİZDEN GELEN KARELER
SAAT KULESİ
Saat Kulesi, meraklılarını tam da İzmir’in göbeğinde Konak meydanında karşılıyor ihtişamlı görüntüsü ile. Bulunduğu alanın etrafında , İzmir Hükümet Konağı, Kemerlatı Çarşısı girişi, Konak Yalı Camii ve İzmir Büyükşehir Belediyesi binası bulunan Kule , Sultan 2.Abdülhamit’in tahta çıkışının 25.yılını kutlamak amacıyla 1901 yılında bir komisyon tarafından yaptırılmıştır. Ayrıca o tarihlerde saatin pahalı olmasının da Saat Kulesinin yapımında etkisi olduğu söylenmektedir. İzmirli mimar, Raymond Charles Pere tarafından tasarlanan bu yapı , 25 metre yüksekliğinde, 8gen planlı ve 4 katlıdır. Haç biçimindeki en alt platform beyaz mermer, diğer bölümler ise kesme taş kullanılarak inşa edilmiştir. Kolonlarında kuzey Afrika motifleri taşıyan bu Kulenin saati ise Alman İmparatoru 2. Wilhelm tarafından hediye edilmiştir. Saat o tarihten günümüze yalnızca 1974 yılında 5,2 şiddetinde olan depremde 02.04 depremin olduğu saatte durmuş , daha sonra bakımı yapılmış ve çalışmaya devam etmiştir. İzmir’e gidipte tarihin kucağından çıkagelmiş Saat Kulesinin önünde fotoğraf çektirmeyip , çeşmesinde elinizi yıkamadan dönmek olmaz
TAKİPÇİLERİMİZDEN GELEN KARELER
KEMERALTI ÇARŞISI
Kemeraltı, Konak’tan Mezarlıkbaşı’na kadar olan yaklaşık 5 km2 genişliğinde bir çarşıdır. Saat Kulesi’ni arkanıza alıp yürüdüğünüzde çarşıya kısa sürede girmiş olacaksınız ve zamanda yolculuğunuz başlayacak. Tarih boyunca camileri hanları hamamları medreseleri bünyesinde barındıran bu çarşı, o zamandan günümüze önemli bir ticaret merkezi olmuştur. İlk yapıldığı yıllarda üzeri tonoz ve kiremit örtülü, sokakları kapsayan bir kapalı çarşı görünümünde olan Kemeraltı çarşısı, zamanla değişime uğrayarak bugünkü haline gelmiştir. Dünyanın en büyük açık hava alışveriş merkezi olarak bilenen çarşı , alışveriş merkezi tanımının tam zıttı bir kimliğe sahiptir. İnsanlarla içiçe samimi ortamıyla sizi karşılayacak olan çarşıda a dan z ye aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Dilerseniz kendinize kıyafet bakabilir , dilerseniz antikacılarını gezebilir, hediyelik eşyalara göz atabilir, kına düğün gibi özel günlerde gerekli tüm eşyaları bulabilir hatta sebze meyve alışverişinizi bile burada yapabilirsiniz. Ee yorulduysanız her çeşit lezzet imkanı sunan esnaf lokantalarında karnınızı doyurup , üstüne bir de bir handa yorgunluk kahvesi içebilirsiniz. Eğer ben tarih meraklısıyım diyorsanız da burada Osmanlı döneminden kalma bir çok cami , mescit, sebil, çeşme, havra mevcut. Görmeden dönmenizi tavsiye etmiyoruz. Kısacası biz bu çarşıyı anlatmakla bitiremeyiz , bir de siz görün deriz.
TAKİPÇİLERİMİZDEN GELEN KARELER
AGORA AÇIK HAVA MÜZESİ
Tarihi kemeraltı çarşısı gezisinden sonra Agoraya yürüyerek kısa sürede ulaşmanız mümkün. Agora eski dönemlerde şehir meydanı, çarşı, pazar yeri olarak karşımıza çıkar. Ticarî, adlî, dinî, siyasî fonksiyonları olan agora aynı zamanda sanat ve felsefenin gelişiminde önemli rol oynar. İzmir agorası Roma döneminden kalmadır . Dünyada kent merkezinde bulunan büyük agoralardan biri olan İzmir (Smyrna ) agorası üç katlı yapısıyla da dünyadaki tek örnektir.
Gezimizin başından sonuna kadar bir çok tarihi kalıntı ile karşılaşacağız. Tanrılar dahil olmak üzere bir çok kadın erkek hayvan heykeli, sunaklar, sütunlar, büyüleyici kemerler, bir çok sayıda mezar taşı bunların başında gelse de burayı özel kılan başka bir buluntu daha var. Bu da dönemin dükkanlarının bulunduğu kısımda olan günümüze kadar gelen grafitiler. Dünyada en çok burada olduğuna inanılan bu grafiti koleksiyonu Helenistik ve Roma döneminin günlük yaşantıları ile ilgili bizlere bilgiler vermekte. Buraya mistik bir hava katan diğer unsur da Bazilika girişinde bulunan kaynak suyunun ilk çağdan bu yana akmakta olduğu düşüncesi. Siz de agorayı ziyaret edip , kemerlerin gölgelerinde yürüyüp , kaynak suyunda tarihe dokunabilir , yüksek sütunların büyüsüne kapılabilirsiniz. Eğer bir tarihseverseniz burayı şiddetle tavsiye ediyoruz.
TAKİPÇİLERİMİZDEN GELEN KARELER
ŞİRİNCE
Şirince’nin adını mutlaka bir kere ‘kıyametin kopmayacağı yer’ olarak duymuşsunuzdur. Astronomide iyi olduğu bilinen Mayalıların takviminde 21 Aralık 2012 tarihinde kıyamet kopacak, Dünyada bundan etkilenmeyen 2 yerden birisi de Şirince olacaktı. Yıl 2018 henüz kıyamet kopmamış olsa da Şirince’nin tanıtımında bu olay hayli etkili oldu. Gelelim Şirincenin tarihine, Köy, eski zamanlarda Kırkınca olarak karşımıza çıksa da zamanla evrilerek Kirkince , Çirkince ve sonunda kendine yakışır bir isim bularak Şirince halini almıştır. Burada yapılacak gezilecek bir çok yer mevcut. Güzel mekanlarından bahsetmeden önce size bin bir çeşit şaraplarından söz etmek isterim. Şirince’nin Arnavut kaldırımlı sokaklarında gezerken size yapılan meyveli el yapımı şarap ikramlarından kendinizi alamayacak hepsinin tadına bakmak isteyeceksiniz . Eğer bir şarapseverseniz sevdiklerinize ve kendinize mutlaka bu şaraplardan alacağınıza eminim. Bunu da ekledikten sonra arnavut kaldırımlı sokaklardan devam edebiliriz. Tatlı tontiş satıcıların ağırlıklı olduğu köyün pazar yeri diyebileceğimiz bu yerde el yapımı sabunundan tutun , çiçekli taçlardan , hediyelik kolyelerden bilekliklerden , antika eşyalardan , kıyafetlere kadar her şey mevcut. Burada gezmeye doyamayacak, tezgahların hepsine bakmadan geçmek istemeyeceksiniz. Pazar gezimizi bitirdikten sonra eğer açsak güzel bir yemek yiyebilir ve üstüne neredeyse her köşede karşımıza çıkan kumda kahve içip tüm yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Şirince’nin merkezini bitirdikten sonra Nesin matematik köyünü, tiyatro medresesini ve Aziz John Baptist Kilisesi’ni mutlaka ziyaret edin.
TAKİPÇİLERİMİZDEN GELEN KARELER
NESİN MATEMATİK KÖYÜ
Şirince köyüne 1 km uzaklıkta bulunan Nesin Matematik Köyü mutlaka uğramanızı dileyeceğim bir yer. Ben buraya gelmeden önce hakkında pek fazla araştırma yapmamıştım ve gittiğimde gerçekten de eğitim verilen bir yer olduğunu gördüğümde çok şaşırmıştım. gerçek olamayacak kadar güzel bu yer eminim sizi de her anlamda büyüleyecek. Yapımı ile ilgili çeşitli engellerle karşılaşsa da sonunda kız ve erkek öğrencilerin karışık eğitim öğretim gördüğü Prof. Ali Nesin öncülüğünde kurulan bir bilim yuvası olarak karşımıza çıkıyor Matematik köyü. Peki köy nasıl kurulmuştur? Bu sorunun cevabı da köyün güzelliğine güzellik katan bir başka konu. Nesin matematik köyü sanatçısından yerlisine yüzlerce insanın maddi manevi katkıları ile imece usulu inşa edilmiştir. Size biraz da köyü betimlemek isterim. Önceliikle kafanızda canlanan okul imajından tamamen uzaklaşın. Burada beton yığınları yok. Koridor yerine doğayla ve yeşille harmanlanmış Arnavut kaldırımlı sokaklarından sirkülasyon sağlanan köyde yok yok. Amfisinden kütüphanesine , yatakhanesinden yemekhanesine, hatta seyir terasından dinlenme kulesine kadar her şey mevcut. Yazın değişik yaş gruplarına eğitim verilen köyün sokak ve mekan isimleri bile burayı ayrıcalıklı kılmakta yeterli oluyor. Aziz Nesin Amfisi, Sevan Nişanyan Kütüphanesi gibi aydınlarımızın ismini taşıyan mekanlar öğrencilerin de ziyaretçilerinde ilgi kaynağı oluyor. Diğer yandan öğrenciler için düşünülmüş çalışma dinlenme ve eğlenme mekanları da onlar adına incelikle düşünülmüş ve başarıyla ortaya konulmuştur. Uzun sözün kısası mutlaka bu cennet köşesini görmeli , çocuklarımızın benzeri ortamlarda eğitim alması için desteklerimizi esirgememeliyiz .
TAKİPÇİLERİMİZDEN GELEN KARELER
ÇEŞME
Çeşme, bugüne kadar yaz kış demeden hem yerli hemde yabancı turistlerin ilgi odağı olmayı başaran, İzmirin gözbebeği sayılabilecek güzellikteki ilçelerinden biridir. Suyunun berraklığına , plajlarının canlılığına aşık olacağınız Çeşme’nin ılıcalarını ve tarihi mekanlarını unutmamak gerekir. Buraya gelmeden önce eminim Kumru’sunu duymuşsunuzdur. Duymadıysanız bizden duyun istedik. Çeşme kumrusunu tadabileceğiniz birçok mekan mevcut. Mutlaka denemelisiniz. Ayrıca sakızı da meşhurdur, sakızlı birçok ürününe bayılıcaksınız. Karnınızı doyurduktan sonra sahile inip yürüyebilir, yat limanının (marina) temiz havasını alabilir , ve lezzetli dondurmalarından tadabilirsiniz. Ben tarihe bayılırım , eski yapılar hep dikkatimi çekmiştir diyenlerdenseniz sizi Çeşme Kalesine doğru alalım . Kale , 505 yıllık geçmişiyle , sağlamlığıyla ve mimari yapısıyla görenlerin ilgi odağı olmayı başarıyor. Osmanlı döneminde Korsan saldırılarından korunmak amacıyla inşa ettirilen Kalenin merdivenlerini tırmanırken dışarıdan görünenden çok daha büyük olduğunu farkedeceksiniz. Attığınız her adımın sonunda geriye dönüp Çeşme’nin müthiş manzarasından gözlerinizi alamayacaksınız. İçeride bulunan müzeyi gezerek eskiden varolmuş medeniyetlerin günümüze bıraktıkları mirasları inceleyebilirsiniz. Ayrıca çeşme kalesine giriş müze kart ile ücretsiz.
TAKİPÇİLERİMİZDEN GELEN KARELER
ALAÇATI
Alaçatı denildiğinde akla gelen şeylerin başında , mavi beyaz taş evleri ve rüzgar değirmenleri ve rüzgar sörfü gelir. Bu tatlı tatil kasabasına ayağınızı bastığınız anda rüzgar değirmenlerinizi tepede görmeniz mümkün. Hemen oraya çıkmayı isteyeceğinize eminim . Rüzgar değirmenlerinin önünde bolca fotoğraf çekildikten sonra Alaçatı’nın güzel sokakları sizi bekliyor olacak. Dar olmasının size rahatsızlık vermeyeceği lavanta kokulu sokakları , her renk çiçekle süslenmiş taş evleri , çeşitli hediyelik eşya takı satılan dükkanlarıyla bir bütün olan Alaçatı size hem neşe hem de huzur vermeye yetecek. Alaçatı’nın sadece bilinen sokaklarını değil , arka sokaklarını da gezmenizi , kalabalıktan sıyrılıp daha az görülen fakat harika olan taş evlerini görmenizi de şiddetle tavsiye ederim. Bu kadar keşif yeter diyorsanız, Alaçatı rüzgar sörfü için neredeyse yılın her günü elverişli. Siz de Rüzgar sörfü yapabilir ya da plajlarında berrak denizinin tadını çıkarabilirsiniz. Günün sonunda sonra rüzgar değirmeninin eteğinde çay kahve içip yorgunluğunuzu atarken günbatımını izleyebilirsiniz.
TAKİPÇİLERİMİZDEN GELEN KARELER
EFES ANTİK KENTİ
Türkiyede bulunan büyük antik kentlerden biri olan Efes antik kenti İzmirin Şelçuk ilçesinde bulunuyor. Her yıl Yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlayan antik kent, Antik Tiyatrosu, Celcus Kütüphanesi, Yamaç Evleri, Kral Yolu ve birçok arkeolojik eseriyle ziraretçilerini tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı’nın da burada bulunuyor olması Efes’in ilgi odası olmasına sebep olan ayrı bir etken. Efes’in tarihte ilk olarak amazon adıyla anılan kadın savaşçılar tarafından kurulduğu rivayet edilir. Hatta isminin Arzawa (Ana Tanrıça Kenti) Krallığı’nın bir şehri olan Apasas’tan geldiği de yine kesinliği olmayan bilgiler arasında. Kuruluşu MÖ 9,000’li yıllara uzanan Efes, Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı dönemleri boyunca önemli bir liman kenti , kültürel ve ticari merkez olarak işlev görmüş , günümüze ulaşmıştır. Farklı dönemlerden kalan mimari yapılar tarihin gizemine ışık tutmakla birlikte görenleri büyülemeyi de başarıyor. Mimarı alanda başarılı eserleri bünyesinde barındıran Efes , aynı zamanda şehir planlamasıyla da dikkatleri üstüne çekmeyi başarıyor. Buna ek olarak Efes, hem Hristiyanların haç mekanı olarak kabul ettiği Meryem ana evini hemde beylikler tarafından inşa ettirilen islami yapıları bünyesinde barındırması sayesinde farklı medeniyetlerin dini birikimlerini de gözlemleme imkanını bizlere sunuyor. Efes’in iki giriş yapısı bulunuyor. Üst kapıdan girmenizin yürüyüş açısından kolaylık sağlayacağını söyleyebiliriz. Buraya 2 3 saatinizi ayırarak, dünyanın en büyük antik tiyatrosunun basamaklarında oturabilir, kütüphanesinin mimari güzelliğini hayranlıkla izleyebilir, meryem ana evini ziyaret edebilir , kral yolunda yürüyebilirsiniz. tarihte nefis bir yolculuk yapacağınızı garantileyebileceğimiz Efes antik kentine müzekart ile giriş yapabilirsiniz.
TAKİPÇİLERİMİZDEN GELEN KARELER
izmir Gezilecek Yerler yazımız vesilesiyle izmir hakkında daha farklı rotalar ve bilgiler edindiğinizi umuyoruz. Keşfetmeye devam etmek isteyenler için diğer Ege şehirlerine buradan ulaşabilirsiniz.